Connect with us

Merhaba, ne aramıştınız?

Pir-i Türkistan Kalemi

İki Kanaat Önderi

Zamanın berhinde iki kanaat önderi yaşarmış. Bu kanaat önderlerinin çevresinde hayli insan varmış. Topluluklar ihtilafa düştükçe bunlara gider danışırmış.

Zamanın berhinde iki kanaat önderi yaşarmış. Bu kanaat önderlerinin çevresinde hayli insan varmış. Topluluklar ihtilafa düştükçe bunlara gider danışırmış. Bunlar onların sorunlarına çözüm bulur, kavgayı gürültüyü yatıştırırmış.
Gel zaman git zaman bu kanaat önderlerinin de sözü dinlenmez olmuş. Bunlara rakip yeni kanaat önderleri zuhur olmuş. O toplulukların işi artık halledilmiyormuş ve insanlar birbirine düşmüş. Her kabile kan dökmeye başlamış. O iki kanaat önderinin yanında çok az azınlık kalmış. Etmeyin, tutmayın, sonunuz pek hayırlı değil demelerine rağmen kan davası, iftira ortalıkta kol gezerken bakın demiş kanaat önderleri topluluğa hitaben: Kralınız zor durumda, vezirleriniz ülkeyi satmakta, toprağınız işgal altında. Siz böyle birbirinizin kanını içerken düşmanlarınız içinize sızmakta. Gelin birlik olun beraberce hareket edin eski günlerdeki gibi. Nerde o eski günler, nerde o güzel şehirler! Her şehir harap, insanlar şehirlerden daha harap. Dağdaki çoban dahi sarayda! Evlerin dışı süslü, içi oh ne ala. Kral zordaymış, vezirler ülkeyi satmış kimin umurunda haram! Altının gümüşün var ya, bunlar seni düşmanın elinden kurtarır ya! Çünkü o halkın vezirleri alıştırmış rüşvete, düşman askerlerini de satın alırlar ya!
   Kanaat önderleri bunları anlatıyor. İnsanları, toplulukları hayra davet ediyorlarmış. Artık mecali kalmamış o ülkenin kanaat önderlerinde, konuşsalar olmuyor, konuşmasalar olmuyormuş. Herkes bir yarışta! Bu yarış; dünyada mal, mülk, saltanat… Bir yerlere gelmek, zulmü madde ile yapmak, insanım deyip gezip tozmak! Diğer ülkenin kralı kurnaz! Dünyayı yönetmekmiş hedef. Nasıl olsa halkı düşürmüşler birbirine. Yakın bir zamanda sefer varmış o ülkeye. Tabi o zamanda haberleşme böyle değilmiş. Ulaklar varmış, haber götürür getirirlermiş. Diğer ülkenin kralı savaş ilan etmiş. Topuyla tüfeğiyle diğer ülkeye girmiş. İki kanaat önderi kendinden emin; ey nas, demiş, buldunuz belanızı! Ya cihat edersiniz ya esaret altında yaşar kalırsınız. Unutmayın hesap çetin! Yazık olmuş o ülkenin insanlarına. Ne malları fayda etmiş ne peşinde koştukları önderleri. Kralda bu insanları terk edip gitmiş. Giderken de halkına beddualar etmiş. Çünkü o ülkenin kralı halkıyla yaşar halkıyla olur, halkının acılarını dindirirmiş. Ama şimdi o beldenin halkı esaret altında kurtarıcılar beklermiş. Biri gelse de bizi kurtarsa derlermiş.
Ama sen beyhude beklersin. Bil ki; sen kendini düzeltmeden kurtarıcı bekleyemezsin. Bu zulmün altında böyle yaşar gidersin.
   Hep zamanın berhinden örnek vermek bizden, düşünmek sizden. İnsan dedik ya! Zaman farklı mekân farklı ama insan hep aynı insan! Nereye baksan rüşvet, riya, nereye baksan hep aynı manzara! Bir yerde krallık bir yerde demokrasi var ya! Kimi yerde ilerletmişler, kimi yerde geriletmişler. Bu ne yaman çelişki bilinmez. Silah zoruyla hiçbir yere demokrasi gelmez. İnsanı yetiştirme de insanlık bilinmez. Devleti devlet etmeden demokrasi gelmez. İnceden inceye anlatırız. İnsanların bu kelamları anlayacağını sanırız. Sanırız da öyle hayal kurarız. Bu insanlardan bıktım usandım. Her bölümün sonunda hep aynı yazdım. Bu insanlar insan olur mu ola, aklını kullanır da dostunu bulur mu ola? Fazla sözü uzatmaya gerek yok insan gibi yaşayanlara sözümüz yok!

9 NISAN 2013 SALI – Büyük Dünyamdan Esintiler

Yazar:

Kutbiyye Otağının kurucusu ve fikir önderi. Fikirleri ve düşünceleri ile yaşayan bir Arif. Pir-i Türkistan Kalemi isimli kategoride yazar.